O ülke mi olacağız yoksa bu ülke mi olacağız tartışmalarına noktayı koyuyorum. Olacaksak Güney Kore olalım diyorum ve sebebini açıklıyorum. Seveceksiniz.
O ülke mi olacağız yoksa bu ülke mi olacağız tartışmalarına noktayı koyuyorum. Olacaksak Güney Kore olalım diyorum ve sebebini açıklıyorum. Seveceksiniz.
Güney Kore, kısa sürede dünya devi elektronik ve teknoloji firmalarını çıkartmayı başarmış bir ülke. Ayrıca Avrupa'nın tersine, yüksek refah düzeyini nüfusun azlığına borçlu değil. Aslında gayet de kalabalık... 50 milyon kişinin yaşadığı Güney Kore kişi başı ulusal gelirde 24.000 dolarlık bir değere sahip durumda. Yani bizden 19.000 dolar daha fazla.
Nüfus yoğunluğu beş katımız olan bir ülkeden bahsettiğimizi belirtelim (yani neredeyse yüz ölçümü bizim beşte birimiz). Dar alanda kısa paslaşmalar şeklinde geçen hayat, ülkeden endüstri devlerinin çıkmasına engel olmamış. Sanayi devrimini biraz ciddiye almış olsalar gerek Samsung, LG, Kia, Hyundai… gibi markalar şimdi dünyaya hükmediyor.
(Güney Seul'den bir görüntü; Han Nehri. Alıntı: Wikipedia)
Herkes Oynuyor Mirim
Olacaksak Güney Kore olalım. Herkes oynuyor. Oyunların dünyadaki merkezi durumuna gelen Güney Kore, her türlü sayısal mücadele oyununda başı çekiyor. Sadece Starcraft karşılaşmaları yayınlayan iki televizyon istasyonları olduğu iddiası birçok gencimizi çileden çıkaran bir gerçek olarak yüzümüze çarpıyor.
Bizde ise "Evladım ÖSS var, çalış, test çöz, onu yap bunu yapma" denir. Gençler, refahın getirdiği huzur içinde stimpack basıp rakip birimlere saldır emri veriyorlar; marine-medic kombosu yapıyorlar.
Starcraft Örneğinin Anlamı Farklı
Starcraft dememizin aslında bir noktası daha var. Blizzard'ın birçok oyunu gibi tam anlamıyla bir başarı olan Starcraft, Güney Kore'de inanılmaz miktarlarda satmış durumda.
Şöyle ki, şimdi belgeler konuşuyor, Starcraft oyunu 1 Nisan 1998'de (Korece'si, 9 Nisan) piyasaya çıktı. İnternette konuyla ilgili araştırma yaparken 21 Ekim 1999 tarihli bir basın bildirisine rastladım. Bu bildiride bahsedilen şeyi Starcraft'ın bir buçuk yıldaki satış rakamlarıydı. Şimdi iş burada kopuyor.
Kapışma sahnesi insanları çekiyor sanırız
Blizzard'ın açıklamasında Kore'deki satış rakamının bir milyona ulaştığı belirtiliyordu. Sıkı durun; oyun o tarihte dünya genelinde ise toplam üç milyon satmıştı. Evet, dünyadaki satışın üçte biri Güney Kore'deydi. Bu arada, bu rakamlara, resmî sayılan her oyunda kullanılan ek paket Brood War'un da dahil olduğunu belirtmeliyim (çıkış tarihi 30 Kasım 1998).
Ne Malezya Ne Ukrayna…
Güney Kore, gelişmiş sanayisiyle dünyadaki önemli ülkelerden birisi durumunda. Bilgi ve iletişim teknolojilerinde ise çok önemli firma ve teknoloji geliştirme merkezlerine sahip durumdalar. Altyapıyı tamamlayarak neredeyse sıfırdan büyüyen bir ülke, bugün oyun denince de akla gelen bir ülke olmuş durumda. Starcraft olayı sadece bir örnek durumunda; birçok farklı oyun ve oyunculuk deneyimi için Kore örneği çeşitlendirilebilir durumda.
Bir dostum Kore'deki olayı yerinde incelemiş ve herkesin taşınabilir oyun konsollarıyla bir şekilde sürekli oyun oynadığı bir ülkeden bahsettiğimizi hatırlattı. "Yukarıda kıpırdamayan bir trafik ve aşağıda tek mantıklı ulaşım aracı olan metro var; herkes metroda seyahat ediyor ve girdikleri gibi oynamaya başlıyorlar." şeklindeki anlatım biraz dehşet verici olsa da, oyun konusundaki adanmışlık önemli bir boyutta.
"Ruh fetholunmadıkça yenilgiden utanç duyulmaz." - Fenix
Kendimiz Kalalım, Kore Gibi Gelişelim
Bizim memleket kolay kolay değişmez; ama gelişmeye açığız.
Teknolojik anlamdaki açlığın sebebi biraz da memleketteki garip gümrük meseleleri ve vergi oranları olduğu için bu konudaki açlık durumunun düzelmesi için çok vakit var; ama ilerleme kaydetmek, özellikle de altyapı konusundaki gelişmeler, toplam ilerleme eğilimini daha da hızlandıracaktır.
Türk Telekom'un biraz daha fazla hizmet seçeneği sunduğunda, GPRS/EDGE gibi hizmetlerin fiyatları daha da düşmeye başladığında ve daha yeni bağlantı teknolojilerine sahip olmaya devam ettiğimi sürece ister oyun olsun ister iş hayatı, sayısal hayat kalitemiz Güney Kore'deki kardeşlerimize yaklaşmaya devam edecek.
Bu arada, moral bozmak gibi olmasın ama kendileri 3G denilen naneyi geçmiş ve dördüncü nesil öncesi teknolojilere odaklanmış durumdalar. Neyse, biz de bir yerden başlayacak gibiyiz.