British Council adlı kurum, Ankara, İstanbul ve Muğla'daki 6 meslek lisesini incelemiş, ve mMEB'e sunduğu raporda,bu kurumlardaki İngilizce eğitiminin berbat durumda olduğunu ifade etmiş.
İnsan bu habere hem şaşırıyor hem üzülüyor. Biz ki İngilizceye ana dilinden saygı, sevgi ve şefkat gösteren, Türkçesini atıp İngilizcesini tutan bir toplum olmuşuz; nasıl oluyor da böyle bir şey oluyor aklım aalmyor doğrusu.
"Takdim, sunuş" yerine presentasyon, "dikkat toplamak" yerine konsantrasyon, "isteklendirme, güdüleme" yerine motivasyon "nesil,kuşak" yerine jenerasyon diyoruz.
Background sahibi kişiler olarak aktüel konularda enforme edilip spesifik problemleri makro düzeyde ele alarak kritik ederken Kopenhag kriterlerine de uymaya çalışıyoruz.
Parlementonun aldığı kararla "halk oylaması" değil referandum yapıyor, prestij sahibi zatlardan brifing alıp zaman zaman deklerasyon yayımlıyoruz.
Fultaym çalıştıktan sonra bir plaza,center,store, show room, galeria ve ya gross markete gidip damping yapılan ürünleri etüt ediyoruz
Computer ya da laptopumuza mouse, printer, scanner felan satın alıyoruz.
Fast food restaurantlarında "hesap" değil adisyon ödüyoruz.
Akşam eve gidip "patlamış mısır" yerine pop-corn yerken ti-vide, hattrick ve show yapan forvetimizi seyrediyor, sergilenen performans karşısında adeta şoke oluyoruz.
İngilizceyi böylesine yemiş yutmuş bir toplum olarak British Council adlı hayırsever kurumdan kırık not alınca da neye uğradığımızı şaşırıyoruz.
İbrahim UZUN
arkadaşlar bu yazıyı bir dersanenin yayımladığı dergiden aldım. Sanırım Türkçe öğretmenleri yazmış.
çok tebrik ediyorum...Çok beğendim bu yazıyı ve sizle de paylaşmak istedim...