Rock müzik konusuna özel bir ilginiz yoksa, Jimi Hendrix adını duymamış olabilirsiniz veya gözünüzün önüne bildik bir yüz veya kulağınıza tanıdık bir melodi gelmeyebilir. Hendrix 1967 yılında başlayan ve 1970 sonbaharına kadar devam eden dört yıllık süperstarlık döneminde yaptığı çalışmalarla rock müziği üzerinde kuşaklar boyu devam edecek etki yaratmıştır. Hendrix rock müzik tarihinin gelmiş geçmiş en iyi gitaristidir.
Jimi Hendrix 1942 yılında Amerika’nın Seattle şehrinde dünyaya geldi. Çocukluğu ve gençliğine dair farklı söylentiler vardır. Çocuk yaşta gitara başladığını iddia edenler olsa da işin doğrusu Hendrix’in 15 yaşına kadar eline gitar almamıştır. Hangi nedenle eline gitarı aldığı tam olarak bilinmemekle beraber doğuştan gelen bir içgüdüyle kısa sürede gitarı ile bütünleşir.
1960’ların başında Little Richard, the Isley Brothers ve King Curtis gibi dönemin ünlü R&B/Soul şarkıcılarının arkasında gitar çalarak çıraklık yapar. Gitar çalmaktaki yeteneği hemen farkedilir ancak beraber çalıştığı yıldızlar, bu genç çocuğun fazla ilgi toplamasından rahatsız olurlar ve egoların çarpıştığı müzik dünyasında kimse uzun süre Hendrix’le çalışmak istemez.
ŞANSINI NEW YORK’TA DENEME KARARI
Başka müzisyenler için çalarak daha fazla ilerleyemeceğini anlayan Hendrix 1964 yılında çaresizlik içinde New York’a gelir. New York’un Greenwich Village bölgesi o tarihlerde (bugünde aynen devam ediyor) ünlü olmak hayaliyle şehire gelmiş rockstar adaylarının sahne aldığı küçük klüplerle doludur (Bob Dylan’dan Madonna’ya bugün efsane olmuş bir çok Amerikalı müzisyen gençlik yıllarında Greenwich Village’deki klüplerde sahne almışlardır).
Hendrix’in hayatını değiştiren olay 1966 yılında gerçekleşir. Sahne aldığı klüpte o gece şans eseri bulunan “Animals” grubunun bas gitaristi Chas Chandler Hendrix’i keşfeder. O tarihlerde “Animals” dağılma aşamasına gelmiş ve Chandler’da müziği bırakıp menejerlik yapmaya karar vermiştir.
Chandler’ın yeni menejerlik rolü için Hendrix tam aradığı müzisyendir. Hendrix’in müziğe olan doğal yeteneği ve sahnedeki karizmatik duruşunu farkeden Chandler, doğustan bir süperstar ile karşı karşıya olduğunu anlamıştır.
Hendrix’in solo kariyerine baslaması için herşey hazır olmasına rağmen, zenci olmasının rock müzisyeni olarak Amerika’da kariyerini kısıtlayacağını düşünen Chandler, Hendrix’i Londra’ya taşınmaya ve solo kariyerine orada başlamaya ikna eder.
LONDRA’DA BAŞLAYAN SOLO KARİYER
Hendrix 1966 Eylül ayında Chandler ile beraber Londra’ya gelir ve birbirini izleyen enteresan rastlantılar sonucunda sekiz gün gibi inanılması güç bir sürede süperstar olmanın ilk adımlarını atar, Londra’ya gelişinin birinci yılı dolmadan İngiltere’nin en çok sevilen müzisyenlerinden birisi olmuştur.
Hendrix Londra’ya gelişinin sekizinci gününde Eric Clapton ile tanışmak üzere Chandler ile beraber Clapton’ın gitaristi olduğu “Cream” grubunun konserine gider. Cream o yıllarda İngiltere’nin Beatles ile beraber en çok sevilen grubudur. O günlerde Clapton hayranları gitar çalmaktaki ustalığı nedeniyle Londra’da duvarlara “Clapton is God” yazmaktadır. Konser öncesi Hendrix’i Clapton ile tanıştıran Chandler, Clapton’dan Hendrix’e konserde ufak bir parça çaldırmasını rica eder.
Hiç tanımadığı 24 yaşında bir zencinin konserinde gitar çalması fikri hoşuna gitmese de Clapton arkadaşı olan Chandler’ı kırmaz ve ricasını kabul eder. Hendrix eline gitarı alıp da çalmaya başladığında hem dinleyiciler, hem de Cream üyeleri neye uğradıklarını şaşırırlar.
“TANRI” DAN İYİ GİTAR ÇALAN ADAM
O dönemde dünyanın en iyi gitaristi olarak bilinen Clapton’ın arkasında ondan bile iyi çalan, kimsenin tanımadığı genç bir zenci vardır, Hendrix’in performansı Clapton’ı bile kıskandırmıştır. O gece izleyiciler arasında bulunan ve başka bir efsane gitarist olan Jeff Beck, Hendrix’in gitarıyla tanıştığı gece için, “Hendrix Londra’ya gelişinin sekizinci gününde Tanrı (Clapton) ile tanıştı ve ondan bile iyi olduğunu gösterdi” demiştir.
Hendrix, kitlelerle ilk tanıştığı gecenin ardından, menejerinin yardımıyla kısa sürede bateride Mitch Mitchell’ın, bas gitarda ise Noel Redding’in olduğu “Jimi Hendrix Experience” isimli grubu kurar. Üçlü İngiltere’de yayınlanan ilk albümleri “Are You Experienced?” ile ışık hızında listelerin ilk onuna yerleşirler. Dinleyenler Hendrix’in sadece gitar çalmaktaki ustalığına degil, aynı zamanda yazdığı şarkı sözlerine ve derin, biraz pütürlü bass sesine de hayran olmuşlardır.
Hendrix’i müzik sevenler gözünde dönemin bütün ünlü gitaristlerinden (Eric Clapton dahil) ayıran bir özellik de, diğer bütün gitaristlerin, eski ustalardan esinlenerek belli bir tarzı benimsemesi, Hendrix’in ise hiç bir tarz takip etmeden kendine özgü bir stil yaratmış olmasıdır.
İlk albümü olan “Are You Experienced?” dan sonra iki yıl içinde “Axis Bold as Love” (1967) ve “Electric Ladyland” (1968) albümleri yayınlanır. Her üç albüm de ticari olarak başarılı olur ancak ilk albümlerini takip eden günlerde çok hızlı gelen başarı ve para Hendrix’in ve etrafındakilerin başını döndürür.
BAŞARI SONRASI ÇALKANTILI YILLAR
Üçüncü albüm sonrası 1969 ve 1970 yıllarında Hendrix’in hem müzik calışmaları, hem de özel hayatı çalkantılı bir döneme girer. İlk grubu olan “Jimi Hendrix Experience” 1969 yılında dağılır ve “The Band of Gypsies” ismiyle yeni bir grup kurar. Buddy Miles’ın bateri ve Billy Cox’un bas gitar çaldığı yeni grupta eski çalışma arladaşlarında buldugu kimyayı bulamayan Hendrix canlı kaydedilmiş bir konser albümü yayınladıktan sonra “The Band of Gypsies” grubunu dağıtır ve 1970’de “Jimi Hendrix Experience” yeniden bir araya gelir.
Grupların kurulup dağıldığı bu yıllarda sürekli kayıt yapmasına ve yeni şarkılar yazmasına rağmen Hendrix müziğinin hangi yöne gelişeceği konusunda çelişkiler yaşmaktadır. Etrafındaki müzisyenler, müzik şirketleri ve menejerinin baskısı sonucu tam yön tayın edemeden zaman geçirmeye devam eder. Hatta bir ara rock müziği brakıp jazz yapmaya baslayacağı söylenmeye başlanır.
Hendrix işte bu karmaşalarla dolu bir zamanda, 18 Eylül 1970’de henüz 28 yaşındayken dünyanın en iyi gitaristi olarak anlırken bir gece ansızın hayata veda eder. Ölümünü takip eden günlerde ölüm nedeni önce yüksek dozda esrar kulanımı, ardından da kusma sonucu oluşan boğulma olarak açıklansa da, Hendrix’in tam olarak nasıl öldüğü anlaşılamamıştır.
ÖLDÜRÜLDÜ ŞÜPHESİ
Ölümü sonrası komplo teorileri konuşulmaya devam edilmiştir. Londra’nın göbeğinde bir otel odasında ölen Hendrix’in son 48 saat de neler yaptığı ile ilgili en az üç dört farklı hikaye vardır. Komplo teorilerinden birisi Hendrix’in o yıllarda ayrılıkçı zenci bir grup olan “Black Panthers” ın finansmanına yardımcı olduğu için CIA’in tarafından öldürttüğü şeklindedir.
Komplo teorilerine inanılmasının ötesinde enteresan olaylardan birisi Hendrix’in ölümünü takip eden 48 saat için de Londra’daki bütün evlerinin alt üst edilip soyulmasıdır (eğer bu organize bir iş değilse ne organizedir bilemiyorum!)
Hendrix’i, ölümünden 30 yılı aşkın bir süre sonra rock müzik sevenlere “Voodoo Child” gibi klasikleri kazandırmış bir müzik dahisi olarak saygıyla anıyoruz.