MİCHAEL JORDAN
ABD'nin New York kentinde, 17 Şubat 1963'de dünyaya gelen Michael Jeffrey Jordan, Brooklyn'de geçen yaşantısını basketbola olan ilgisi sayesinde değiştirmeyi başardı. 1982 yılında Ulusal Kolej Atletizm Derneği (NCAA)'in iddialı isimlerinden North Carolina Üniversitesi'ne kendisine teklif edilen basketbol bursunu kabul ederek kaydoldu.
North Carolina takımı ile tanıştığı NCAA ligindeki ilk yılında Georgetown'a karşı oynanan şampiyonluk maçının galibiyet sayısını atarak tüm dikkatleri üzerine çekti. 1983 ve 1984 yıllarında da NCAA'de yılın basketbolcusu seçilen Michael Jordan, Los Angeles Olimpiyatları'nda ABD'yi temsil eden milli takımda forma giydi.
Bu başarılarının ardından NBA takımlarından Chicago Bulls'dan çok cazip bir teklif alan Michael Jordan, Bulls forması giyebilmek için North Carolina'dan ayrıldı.
Chicago Bulls forması ve NBA ile tanıştığı ilk sezonda (1984-85), maç başına 28.2 sayı ortalamasıyla, ligin sayı kralı oldu.
Efsane doğuyor
NBA'de gösterdiği performansla, 'Yılın Çaylak Oyuncusu' seçilen Jordan, kariyerindeki 9 All-Star maçının ilkinde de yine aynı sezon oynadı. 1986-1987 sezonu sona erdiğinde, Michael Jordan artık NBA Ligi'nin efsane oyuncusu Wilt Chamberlain'in ardından bir sezonda 3 bin sayı rekorunu geçen ikinci oyuncu oldu.
1987-1993 yılları arasında üst üste yedi kez sayı kralı olan Jordan, her sezon maç başına 30 sayı ortalamasının da üzerine çıkarak Chamberlain'in rekorunu kırdı.
Chicago Bulls formasını giydiği günden itibaren play-off maçları da dahil inanılmaz sayı rekorlarına imza atan Jordan, 1986 yılında Boston Celtics'e karşı kaydettiği 63 sayı ile tüm rekorları altüst etti.
1991 yılında Chicago Bulls'un ilk NBA şampiyonluğunu yaşamasında büyük rol oynayan Michael Jordan, bu başarısını 1992 ve 1993 yıllarında da tekrarlamayı başardı.
1988, 1991 ve 1992 yıllarında ligin 'En Değerli Oyuncusu', 1988 ve 1996'da All-Star maçlarının 'En Değerli Oyuncusu' seçilen Jordan, 1991, 1992 ve 1993 yıllarında da NBA play-off serisinin 'En Değerli Oyuncusu' ünvanını kazandı.
Ayrıca ilk kez NBA oyuncularının yer aldığı ve Dream Team (Rüya Takım) adı verilen ABD Olimpik Milli Basketbol Takımı'nda da görev yapan Michael Jordan, İspanya'daki Barselona Olimpiyatları'nda takımının altın madalya kazanmasında en büyük rolü oynadı.
1993 - 1994 sezonunun ardından, babasını bıçaklı bir saldırı sonucunda kaybeden ünlü basketbolcu, sinirleri de bozulunca basketbola veda ettiğini açıklayarak tüm hayranlarını şok etti.
Basketboldan beyzbola
Basketboldan kopsa da spordan kopmayı bir türlü başaramayan Michael Jordan, 1994 yılında bu kez beyzbol oyuncusu olarak sevenlerinin karşısına çıktı. Yine Chicago forması giyen Jordan, Chicago White Sox 'Beyaz Çorap' takımı ile Amerikan Ligi'ndeki (AL) ilk sezonunda ligin önemli oyuncularından biri haline geldi. Beyzbolu iyi oynamasına karşın içindeki basketbol ateşini bir türlü söndüremeyen efsane oyuncu, 1994-1995 sezonun sonunda NBA Ligi'ne dönme kararı alarak beyzbola veda etti. Basketbola verdiği araya rağmen performansından hiçbir şey kaybetmeyen Michael Jordan, 1995-1996 sezonunda maç başına ortalama 30.4 sayı ortalaması ile 'En Değerli Oyuncu' seçilirken, Chicago Bulls takımı da bir sezonda 72 maç kazanan ilk NBA takımı olarak tarihe geçti.
NBA finallerinde de 'En Değerli Oyuncu' seçilen Jordan, aynı zamanda bu ünvanı dört kez kazanan ilk basketbolcu olarak da tüm zamanların en iyi basketbolcusu olarak anılmaya başladı.
Film yıldızı Jordan
1996 yılında Hollywood'a da el atan Michael, Looney Toons karakterlerinin rol aldığı bir çizgi filmde de 'Space Jam' kendisini oynadı.
1998 yılında altıncı şampiyonluğa çok yaklaşan Chicago Bulls, Utah Jazz karşısında son 5.2 saniyede maçı kaybedince, 1999 yılında Jordan tekrar basketboldan ayrıldığını açıkladı.
Juanita ile evlenen ve üç çocuk sahibi olan Michael Jordan, aynı zamanda lüks bir lokanta açarak işletmeye başladı.
Her ne yaparsa yapsın içindeki basketbol aşkından kurtulamayan Michael Jordan son olarak Washington Wizards formasıyla tekrar potalara geri döndü.
Wizards'ı tam anlamıyla sırtlayan Jordan, potalardan uzun süre ayrı kalmasına rağmen, eski günlerine çabuk döndü.
Wizards ile geçen basketbol dolu bir sezonun ardından Michael Jordan, Philadelphia'da oynanan play-off maçında potalara üçüncü ve son kez veda etti.
Alonzo Mourning: Eğer spor alemindeki sporcuları bir değerlendirmeye alsaydım o her yönden 10 tam puan vereceğim yegane kişi Michael Jordan dır.
Kenny Anderson: Kimi zaman maçın ortasında olduğum yerde durup kalırdım.Çünkü onun çılgınca bir hareket yapacağını bilirdim.Böyle bir durumda sağa sola koşturmaktansa, olduğum yerde kalıp seyretmeyi tercih ederim.
Shaquille O’Neal: Onun benim hayalini kuramayacağım hareketler yaptığını gördüm.Onun potanın bir tarafındaki dip çizgiden smaç yapacakmış gibi havalanıp, havada bir müddet asılı kaldıktan sonra adamın altından geçip diğer taraftan ters turnike attığını gördüm.Bunu kendim görmesem,imkansız derdim.O en iyisi
Dikembe Mutombo: Michael’ ın bana gözleri kapalı faul atabileceğini söylediği günü asla unutamam.Maçtaydık ve o da yaptı ! O an tek düşündüğüm eve gidince çocuklarıma ne söyleyeceğimdi..
Bazı oyuncular Mike la aynı sahada bile olmaktan o kadar memnun oluyorlar ki onlara bu bile yetiyor
.
John Salley: O benim favori yıldızım.Benim Jordan hakkında anlatmaktan en çok hoşlandığım hikaye,Pistons da oynadığım sene Chicago-detroit arasında ki maçtır.
Mike potaya doğru ilerliyordu, önünü kesmek için yukarı sıçradım.Dilini dışarı sarkıttı ve sağımdan geçeceğini sandım.Ama O havadayken dilini ve yönünü değiştirdi.ve topu sağ eliyle potaya bastı.Ben de orda öylece durup izledim.Sonra koç Chuck Dally e dönüp baktım.Rengi atmıştı.Ona zar zor ‘ bir şey söylemene gerek yok bende gördüm’ diyebildim o kadar.O en iyisi.
Horace Grant: Gerçekten aklımdan hiç çıkmayan bir maç var,asla unutamayacağım ve evde video kasette kayıtlı.New Jersey’ e karşı oynuyorduk.Michael Michael topu aldı ,
İçeri drive da bir kişi geçti , sonra havaya kalkmaya başladı.Derrick Coleman,Chris Dudley ve Chris Morris ona doğru geldiler.Mike sıçradı, öne içe bir hamle ile Coleman ı sonra havada önce sağ sonra da sol feykle diğerlerini geçti ve arkasında kalan potaya ters turnike bıraktı ve herkes şoktaydı ve inanılmazdı.O en iyisi ,
Magic Johnson: Benim favori maçım 90-91 NBA finallerinde yaşandı.Michael topu sürerek geldi.sağa bir feyk attı,sola geçti ve sıçradı.Havada bir an asılı kaldı.Dilini dışarı sarkıttı ve bu sırada hala havadaydı.Bende içimden ^bunu bize yapamaz,hayır bunu yapmamalı,bizim takıma bu olmaz,benim üzerimden bunu yapmasın^ diye düşünüp duruyordum.Ama yaptı.Uçtu,topu sağ elinden sol eline aldı ve içine bıraktı.Michael tüm seyircilerin çıldırmasına yol açmış gibiydi.Herkes saçını başını yoluyor.Bu inanılmaz hareketi gördüklerine inanamıyorlardı. Eminim ertesi gün ofiste ,bütün millet tüm gün sırf bunu konuşmuştur.O en iyisi tamam mı?
B.J. Armstrong: Michael bu oyunu sadece iki nedenle oynuyor;1. oynamayı seviyor ve 2. si meydan okumaya bayılıyor.
John Paxson: Oyun son çizgi ve son zamanlar civarındayken, topun bu adama gelmesini istiyorsunuz ki iyi bir oyun nasıl olur göresiniz.İşte onu özetleyebileceğim kelimeler bunlar.o iyi bir oyuncu.O en iyisi.
Bill Wenington: Vancouver karşısında oynanan bir maçı hatırlıyorum.Bitime 6 dk. kala, 12 sayı gerideydik ve normalde maçı kaybetmemiz gerekiyordu.Ama Michael sadece ^Bu kadar yeter,buna izin veremem^ dedi ve Vancouver tarihe karıştı.(jordan 6dk. da 19 sayı 4 asist ve 3 top çalma yapmıştı.)
James Edwards: Ne zaman başımız sıkışsa, Michael turboları açıyor.
Dennis Rodman: Bazı oyuncuların baskete giden yolu bulmalarını seyretmek çok ilginç ve Michael da beni en çok etkileyen taraf da bu, Onun nasıl sıçradığı ve smaç yaptığı hakkında konuşup durabilirsiniz, ama basketbolu gerçekten bilen insanlar onun çembere giden yolu her defasında keşfetmesinden, şut atmak istediği her zaman,o şutu ve turnikeyi ne yapıp edip bulmasından daha çok etkileniyorlar.Chicago ya ilk geldiğim de beni inanılmaz şaşırtmıştı ve sanıyorum, onunla aynı takımda oynadığınızda, rakip takımda oynadığınızdan daha çok etkileniyorsunuz.
Karl Malone: O, oyuncuların oyuncusu.O, kendiniz oynamadığınızda seyrettiğiniz adam.Bazen onunla maç yaparken bir hareket yapıyor ve siz kendi kendinize, ‘Keşke ağır çekimde tekrar görebilseydim diyorsunuz’
Sonuç:
Peki Michael Jordanı ne yapacağız?O kuşkusuz basketbol sporunun gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu.Motivasyonu ve kararlılığı da Allah vergisi yetenekleri kadar eşsiz.O belki de takım sporları,hatta tüm sporlar tarihinde rekabet duygusu en çok gelişmiş sporcu.
O BİR EFSANE....